Sabah Namazından Sonra Okunacak Dua Gündüz yapılan zikirlerin ve okunan duaların en faziletlileri, sabah namazının sonunda yapılanlardır. Peygamber Efendimiz (S.A.V) şöyle buyurmuştur: "Kim sabah namazını cemaatle kılar, sonra oturup güneş doğuncaya kadar Allah Teala'yı zikreder ve sonrasında iki rekât namaz kılarsa, bundan kazanacağı sevap tam bir hac ve umre sevabı gibidir." Bir başka hadis-i şerifte ise şöyle buyrulmuştur: "Kim sabah namazından sonra ayakları iki katlı olduğu halde ve konuşmadan evvel bu zikri söylerse, kendisine on hasene (iyilik) yazılır, ondan on seyyie (günah) silinir ve o, on derece yükseltilir. O gün her kötülükten muhafaza içinde olur, şeytandan korunur. O gün ona, Allah'a ortak koşmaktan başka hiçbir günah yapışmaz." Peygamber Efendimizin (s.a.v.) Söylediği Zikirler Peygamber Efendimizin (s.a.v.) sabah namazından sonra söylediği zikirlerden birisi şudur: La ilaha illallahu vahdehu la şerike leh, lehül mülkü ve lehül hamdü yuhyi ve yumitu ve huve hayyun la yemutü biyedihil-hayr ve huve ala külli şey'in kadir Anlamı: Allah'tan başka ilah yoktur. O birdir ve O'nun eşi yoktur. Mülk O'nundur ve hamd O'nadır. Diriltir ve öldürür. O diridir, ölmez. Hayır O'nun elindedir. O her şeye muktedirdir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), sabah namazının farzını kıldıktan hemen sonra yerinden kalkmadan ve hiç konuşmadan şu duayı okurmuş: Allahümme inni es'elekü ilmen nafian ve rizkan tayyiben ve amelen mütekabbelen Anlamı: Allah'ım! Ben senden yararlı ilim, helal rızık ve makbul amel dilerim. Kim yukarıdaki duayı sabah namazının farzını kıldıktan sonra okursa, sağlığı ve sıhhati güzel olur, rızkı genişler, ameli artar, ibadet etmesi kolaylaşır ve makbul olur. Ekstra Bilgiler Sabah namazından sonra yapılan dualar ve zikirler, kişinin manevi hayatını güçlendirir ve günlük yaşantısında Allah'a daha yakın hissetmesini sağlar. Bu tür ibadetler, kişinin ruhsal huzurunu artırır ve gün boyunca karşılaşabileceği zorluklara karşı daha sabırlı ve metin olmasını sağlar.
Bu gibi ibadetler, Müslümanlar için günlük bir rutin haline getirilmelidir, böylece manevi hayat sürekli olarak canlı tutulabilir. |